İnsanlar mutluluğun formülünü fazlasıyla öğrenmek istediğinden ve bununla ilgili bir arayışa girdiklerinden dolayı bu konuda çok fazla fikir ortaya çıkmıştır.
La Repubblica’da yayınlanan bir incelemeye göre mutluluğun 6 önemli kriteri bulunuyor.
Dostluklar ve sosyal ilişkiler,
Evlilik,
Kendinden daha önemli bir olguya inanmak,
Kişinin değerlerine uygun ve aynı zamanda ona zevk veren hedeflere sahip olması,
İşte ya da okulda başarılı sonuçlar elde etmek,
Sağlıklı olmak.
Hedonistik görüşe göre de vücudunuzu mutlu etmek, ruhsal mutluluğu başarmanıza yardım ediyor ve bu da dolayısıyla sizin pozitif düşünmenize yardımcı oluyor.
Psikiyatrist Chistophe Andre, olumsuz karşılaştırmaların da insanları mutsuz ettiğine dikkat çekiyor. “Kendinizi başkalarıyla kıyaslarsanız mutlu olamazsınız” diyor.
Psikanalist Claude Tedguy, iç çatışmaları veya vicdan muhakemelerini bırakmanızı, gerçeği ve hataları kabul edip bardağın dolu tarafını görmenizi ve olayların pozitif yanlarına odaklanmanızı söylüyor.
Psikolog Tal Ben Shahar, insanların ancak olumlu düşünerek içsel mutluluğa kavuşabileceklerini ifade ediyor.
Psikoterapist Pierre Balnc-Sahnoun ise olumsuz düşüncelerin gelip geçici olduğunu, hastalıklı bir karamsarlığa yenilmeden bu düşünceleri aşmanız gerektiğini vurguluyor.
Fizyolojist ve Psikoterapist Isabelle Fiilizat’a göre kendinizi yeniden keşfetmeniz ve olumlu bir bakış açısına sahip olmanız için duygularımızın barış ortamında oluşması gerektiğini ifade ediyor.
Bana göre ise hayattan zevk almak ve onu dolu dolu anlamlandırmak kişiye mutluluk getirir. Yaşadıklarınıza bir anlam yüklemeniz ve o anlama sıkı sıkı sarılmanız gerekiyor. Eğer yüklediğiniz bu anlamı gerçekten benimserseniz yaratıcılığınız artar, sosyal aktiviteleriniz çoğalır, insan ilişkilerinde gözle görülür bir mesafe kat edersiniz. Çünkü mutlu olmanız yanınızda ve çevrenizde olan her bireyi olumlu etkiler.
İşte kişinin kendi anlamını bulması ve kendini gerçekleştirebilmesi için ‘logoterapi’ adında bir yöntem uyguluyorum. Nöetik yanın 3 doktrini;
Hayatın anlamı: Öncelikle hayatınızın anlamını sorgulamalısınız. Çünkü hayatınızın anlamına odaklandığınızda kişisel anlamınızı ortaya çıkarırsınız. Sadece hayatın içindeki cevaplara bakarak kendi anlamınızı sorgulayabilirsiniz. Sorumluluğu kendisinde olan cevaplar bulduğunuzda varlığınızı yoğun olarak hissedersiniz. Çünkü sorumluluk varlığın özünü oluşturur.
Anlamı arzulamak: Her zaman hayatın anlamını bulmayı arzularız, problemlerin anlamlarını kendimize göre yorumlarız. Frankl, hayatın anlamını bulmanın insanların en çok ve en yüksek motivasyonu olduğunu savunur. İnsan en temelde hayatının amacını bulup, onu yerine getirmek ister. Varoluşunun nomological seviyede isteği bunu gerektirir.
Özgür irade: Hayatınızda sonuçlarına katlandığınız sürece özgür seçimlerde bulunabilirsiniz. Bunu özgürce yapmanız, kendinizi fark etmenize olanak sağlar.
Bu farkındalıkları kazanırsanız, ancak o zaman kendinizi gerçekleştirebilirsiniz. Eğer kendi anahtarınızı bulursanız, kendi kapılarınız aralanır ve oradan içeri girebilirsiniz. Bu yüzden gücü ve güveni dışarıda aramak doğru değildir, çünkü onlar içinizdedir. Eğer bu potansiyeli fark ederseniz ancak o zaman kendinizi gerçekleştirebilirsiniz.
Mutluluğu, sorunlarınız gibi dışınızda aramanız çözümü zorlaştırıyor. Gitgide hedeften uzaklaşırsınız…
‘Evrenin kapısını çaldım, anahtarı bendeymiş çok utandım’
Logoterapi ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak istiyorsanız lütfen tıklayın: http://www.nurmeric.com/logoterapi-nedir-119s.html
http://www.nurmeric.com/logoterapi-teknikleri-ve-yontemleri-120s.html