“Yaşam durağan değildir. Zihinlerini değiştiremeyenler; düşkünler evindeki zavallılarla, mezarlıktakilerdir.” Everett Dirksen
Duygusal alışkanlıkların kırılmasındaki ilk adım; ‘’Değişemiyorum’’ ile ‘’Değişmemeyi yeğliyorum’’ arasındaki farkı anlamaktır.
Değişebilir miyim? Değişemez miyim?
Einstein derki “Ne yaparım diyorsan da ne yapamam diyorsan da haklısın.”
Her şey insanın kafasında biter. Er ya da geç başaracağınıza inanırsanız, başarırsınız...” Hayatımızı tercihlerimiz belirliyor…
Hayatınızdaki her şey tam istediğiniz gibiyse sorun yok. Fakat bir şeylerin iyi gitmediğini veya daha iyi olabileceğini düşünüyorsanız değişim şart.
Şuan durduğumuz yeri, şuana kadarki söylediklerimiz, düşüncelerimiz ve davranışlarımız yani programlarımız belirledi.
Farklı konuşarak beynimizi farklı düşünmeye programlayabiliriz (içsel veya dışsal konuşmalarımız). Herhangi bir durum karşısında nasıl tepki vereceğimizi, ne yapıp ne yapmayacağımızı belirleyen şey işleyiş programlarımızdır. Hepimiz güçlü bir takım programlara sahibiz. Hayatımızı yöneten, güç sahibi olduğumuz bu programlardır. Programlarımız bizi sınırlandırabilir veya özgür de bırakabilir. Onlar hakkındaki her şeyi fark edip iyi kullanabilirsek, bizi gitmek istediğimiz yere götürebilir.
Düşüncelerimizin davranışlarımız üstündeki etkisiyle değişim başlar. Ancak alışkanlıklarını kendileri kırmaya karar verirlerse bu olur. Olumsuzlukların kaynağı bulundu mu düzeltilmesi kolay olacaktır. Çoğu kimse değişemeyeceklerine inanmışlardır. Bunun değişik sebepleri olabilir. Olumsuz davranışları öylesine içlerine işlemiştir ki, kendilerini başka türlü bir insan olarak göremezler.
Yapamıyoruz dediğimizde bu sözlerimiz ağzımızdan çıkıp kulaklarımıza, oradan da beynimize gider. “Ben başarısızım, aptalın tekiyim. Hiç yeteneğim yok ve olmayacak da. Değişemiyorum.” Ağzınızdan çıkan söz hükmü kesinleştirir. Hâlbuki “Evet değişebilirim. En azından değişmek için elimden geleni yapabilirim. Denemeliyim” demeliyiz.
Fakat duygusal problemlerimizi başka birini değiştirerek çözümlemeye çalışmak hatadır. Duygusal miskinlikle, değişme potansiyelinizi hiçe sayarak, mazeretle başa çıkacağınızı söylemek inanmaktır.
Evet, kendinizi değiştirebilirsiniz. Deneyin, bir davranış değişikliği belirleyin ve onun üzerinde yoğunlaşarak gündelik hayatınız üzerinde uygulamaya çalışın.
Dünyanız sevgiyle aydınlansın.
Psikolojik Gelişim & Aile Danışmanı Nur Meriç
23 ŞUBAT 2015 / ZAFER GAZETESİ – YAŞAM PENCERESİ