Bilinçaltımızı, yeniden programlamanın en temel yollarından biri onamadır. Onama; basitçe bilinçaltımıza yerleştirmek istediğimiz hedeflerimizi veya yeni inançlarımızı tekrarlama sürecidir. Bu süreç, söylem bilinçaltına yerleşinceye kadar devam etmelidir. Bazı onama yöntemleri;
Kendi onamalarınızı yüksek sesle veya zihnen tekrarlamak,
Onamalarımızı yazmak,
Kayıt ettiğiniz kendinden telkin bantlarını dinlemek,
Olmak istediğiniz kişi gibi davranmak (hayran olduğunuz bir kişi yerine kendinizi koymak ve onun gibi davranmak),
Başkası tarafından kayıt edilmiş, yardım, onama CD'lerini dinlemek,
Kitap ve makaleler okumak,
Fikirlerini benimsediğiniz ebeveyn, kardeş ve arkadaşları dinlemek.
Konuştuğumuz zaman bilinçaltımız dinler. Hayattan şikayet ettiğinizde bilinçaltımız şikayet ettiğiniz hayatı size vermek için talimatlarınızı sadakatle yerine getirir. Ne söylediğimize, özellikle ‘tekrar, tekrar’ söylediklerimize dikkat edelim.
Gandi derki; “Söylediklerinize dikkat edin, düşünceleriniz olabilir. Düşüncelerinize dikkat edin, davranışlarınız olabilir. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınız olabilir. Alışkanlıklarınıza dikkat edin kaderiniz olabilir.”
Bilinçaltı virüs programınızı çalıştırmadığınızda dışarıdan gelen olumsuz telkinlerin etkisi altında kalabiliriz. Her gün arkadaşlarınızdan çok gülersek çok ağlayacağımızı, çocuğu olanın derdi olduğunu, paramız olunca düşmanlarımızın çok olacağını, hayatın zor olduğunu vs.. duyuyorsunuzdur.
Devamlı dinleyince bilinçaltımız onun doğru olduğuna inanmaya başlar sonra da (çekim yasasından ötürü) gerçekliğinizde onun doğru olduğunu görürsünüz.
Kendimize verebileceğimiz telkin örnekleri; her gün, her şekilde daha iyi oluyorum, her şey bana kolay ve zahmetsizce geliyor, sevgi ile dolu, neşe saçan bir varlığım, keyif aldığım her şey şimdi burada, hayatımın patronu benim, ihtiyacım olan her şey zaten bende var, hepimiz için bolluk var, sonsuz zenginlikler şimdi hayatıma özgürce akıyor, daha çok verdikçe daha çok aldıkça daha mutlu hissediyorum,
Bu onamaları uyurken veya yataktan kalkmadan önce yazabilir, okuyabilir veya kaydedip dinleyebilirsiniz.
Onamada başarının anahtarı tekrardır. Bilinçaltımız kaslarımız gibidir. Onu istediğiniz şeylerle onamanız gerekir. Onamaları her gün yapmakta tembellik ederseniz, onu sizin yerinize başkaları yapacak, sonuçlar da her zaman sizin istediğiniz gibi olmayacaktır.
Güne başlarken dinlemek için iyi bir telkin CD’si hazırlayabilirsiniz. Böylelikle güne zihnen olumlu bir tutumla başlayabilirsiniz. Bilinçaltınız olumlu inançlarla dolar. Böylece gün içinde duyacağınız olumsuz fikirlerle bilinçaltınız kirlenmez.
Birçok insan kendini sık sık aynı senaryonun içinde bulur. Ne yaparlarsa yapsınlar aynı sorunlarla karşılaşırlar. Böyle bir durumda dışsal şartları değiştirmek yerine içimizdeki bilinçaltımızdaki engelleyici inançlarımızı değiştirmek, korkularımızla uyumlanıp onların varlığını kabul edip bu korku dinamiğinin ikincil çıkarlarına saygı duyup kişiye daha fazla fayda sağlayan, olumsuzluk taşımayan, mutluluk, huzur ve sağlık veren sevgi enerjisine dönüştürmek gerekir. Bilinçaltı virüslerimizin farkına varıp olumlama çalışmaları ile temizleyebiliriz.
Bilinçaltımızın çalışma ilkelerinden -me , -ma, -meli , -malı’dan bahsetmiştik. Bilinçaltımız aynı zamanda duygulara ve hislere renkler verebilir. Genelde çalışmalarımda insanlar olumsuz hisleri koyu, karanlık renkler ile tarif ederler.
Pembe evrende sevgi rengini temsil eder. İnsanlar bu rengin yanında karamsar düşünmezler. Kendi içinde olumlu, iyileştirici bir enerjiye sahiptir. Bunun bilinçaltı etkileri ispatlanmıştır. Aşkın renginin kırmızı sanılmasına rağmen aslında pembedir.
Aşk koşulsuz duyulan sevgidir ve bunun da rengi pembedir. Beş duyumuzla algılarımızın da ötesinde çok farklı titreşimlere sahip pembe renkler vardır. Bilinçaltı onama çalışmalarında da pembe renk kullanılır.
Belli başlı korkularımız; değersizlik, güvensizlik, parasızlık, yalnızlık, başarısızlık, esir olma, suçlanma, acı çekme, dışlanma, çaresizlik, ayrılık, aşağılanma, güçsüzlük, yokluk, kaybetme, yetersizlik, yok olma, hastalık, incitilme, sevilmeme, reddedilme, acizlik, terk edilme, onaylanmama korkusudur.
Bilinçaltı mesaj oluşumuyla ilgili en ünlü deney, Dr. James Vicary tarafından yapılmıştır. Vicary, “Patlamış mısır istiyorum” ve “Daha çok kola iç” sözcüklerini, bir grup sinema izleyicisinin önünde yalnızca 100 milisaniye süreyle yakıp söndürmüştür.
Bilinç eşiğinin altında olduğundan, aslında kimse mesajları “görmemiştir”; ama patlamış mısır satışları % 57.8, kola satışları ise % 18.1 artmıştır
ABD Hükümeti, çok geçmeden, reklamlarda bu güçlü öneri tekniğinin kullanımını yasaklamıştır. Ama, bir süre sonra, bu tekniğin harika bir kendi kendine yardım aracı olabileceği fark edilmiştir ve kitleler, birdenbire, kişisel gelişim komutlarını doğrudan bilinçaltına gönderme gücüne sahip olmuşlardır.
Bütçeniz azsa, bilinçaltı mesaj oluşumunun gücünden faydalanmanızı sağlamaya başlamanın çok daha hesaplı bir yolu var.
Şöyle: Yaşamınızda hemen şimdi yoğunlaşmak istediğiniz birkaç ana hedefi belirlemekle başlayın. Örneğin, daha hızlı öğrenmeyi ya da sigarayı bırakmayı isteyebilirsiniz. Bu hedefi, “Ben hızla öğrenirim” ya da “Sigarayı bırakmaya hazırım” gibi, basit, kısa ve olumlu bir onaylama cümlesi şeklinde yazın.
Şimdi, onaylama cümlenizi, beyaz bir kartonun üzerine açıkça ve kalın siyah keçe kalemle yazın. Üç ya da daha fazla kart hazırlayın. Her birinde ana temanıza odaklanan onaylama cümleleri olsun. Bunları bir elektrik feneriyle birlikte yatağınızın kenarında saklayın. Sırada asosyal kısım var.
Zihninizin kabul etme kapasitesinin yüksek olduğu anı yakalayacağız; bilinçaltınıza girişi sağlayan kapının sonuna dek açık olduğu gece yarısında zihninizi uyandıracağız.
Çalar saatinizi sabah 3’e kurun. Sonra her zamanki gibi uyuyun. Zili duyar duymaz, alarmı kapatın ve neredeyse içgüdüsel bir şekilde, onaylama cümlelerinin bulunduğu kartonları ve elektrik fenerinizi alın. Oda zifiri karanlık olmalı.
Daha sonra, feneri her bir kartona doğru defalarca yakıp söndürün. Bunu yaparken, kartonlara bakın. Sözcükleri bilinçli olarak seçmeye çalışmayın. Bu bilinçaltı mesajlar, bilinçaltınız içindir.
İşiniz bitince, basitçe feneri söndürün; kartonları yere bırakın ve uyumaya devam edin. Uykuya dalmak, yalnızca iki dakikanızı alacaktır. Emin olun, derin ve huzurlu bir uyku uyuyacaksınız. Bu kadar. Biraz önce bilinçaltınıza bir dizi bilinçaltı mesaj gönderdiniz.
Sırada heyecanlı bir şey var.Pek çok kişi, bu tekniği birkaç gece kullandıktan sonra, hedeflerine ulaşmada yardımcı olan ya da kararlarını etkileyen, sorun çözücü rüyalar gördüklerini belirtmişlerdir.
Yalnızca bir hafta sonra ve neredeyse tüm katılımcılar, ana hedeflerine doğru önemli bir adım attıklarını fark ederler. Öğrenim hızları ciddi oranda artar. Nikotin bağımlılıkları yarı yarıya azalır.
Değişim, içten olmaktadır Bu, çok basit bir sistemdir; ama gayet güçlüdür ve ne yazık ki çok az kullanılır Garip bir şekilde, bu makaleyi okuyan çoğu insan, bu basit deneyi yapmayacaktır. Buna inanmazlar. İşe yaramayacağını düşünürler.
Ne var ki, Tiger Woods, Steven Spielberg, hatta ABD Hükümeti bile bilinçaltı mesajların gücünü bilmektedirler. Bilmiyorsanız, belki de onlara yetişmenin zamanı gelmiştir.
Nur Meriç
PSK Gelişim ve Aile Danışmanı
Kaynak: Bradley Thompson